İçeriğe geç

Muhteşem Kraliçe/ Queen Seon Duk

Aralık 2, 2009

QueenSunDuk

DİKKAT DİKKAT.. Muhteşem Kraliçe geliyor.. Trt yayın akışında önümüzdeki pazartesi (7 Aralık) 16.20’de yeni Kore dizimizin başlayacağını duyurdu. Gerçi bir kere daha yayın akışına yazıp sonra kaldırmışlardı ama bu sefer olacak galiba. Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Çünkü yine bana haram geceler olabilir. Eğer dört buçuğa eve yetişemezsem gece 4, 5 gibi olan tekrarı için uyanmak gibi psikopatça işler yaparken bulabilirim kendimi. (Ki ben uyku delisi olan biriyimdir.)

Neyse diziden bahsedeyim biraz. Bu dizi halen Kore’de MBC’de (başka nerede olabilir) pazartesi ve salıları akşam 10 gibi yayınlanmakta olan bir dizi. (Not: Kore’de yaşamıyorum, öyle anlattığıma bakmayın :) ) Yani dizinin sonunu bilmiyoruz. 62 bölüm olması planlanıyor ve Aralık’ta bitecek gibi gözüküyor. Yine upuzun bir tarihi Kore dizisi sayesinde günlerimiz kraliçeye üzülüp kraliçeye sevinmekle geçecek sanki.. Ama çok iddialı bir yapım. Şuradan bakabilirsiniz ki reytinglerde tahtını kimselere kaptırmıyor daha ilk bölümlerinden!

Jumong’u izlerken wikipedia’dan gerçekte tarihte Jumong’un başına ne geldiğini öğrendiğimde çok keyfim kaçmıştı. Dizinin geri kalanını da izledim ona rağmen ama, en sevmediğim şey bir film ya da dizinin sonunu öğrenmektir. O yüzden bu sefer Kraliçe’nin akıbetini okumayacağım. Ama isteyenler wikipedia’dan okuyabilirler. (O kadar komiğim ki linki bile gözüm kapalı kopyaladım bir şey görmeyeyim diye :) )

History_of_Korea-576

Şimdi malumunuz burası Kore. Bizim şimdiye kadar izlediğimiz tüm tarihi dramalarda Goguryeo’nun krallarını anlatıyordu. Yanlışsam düzeltin ama Dae Jang Geum, Yi San, Jumong bunlardan. Nereden mi biliyorum, dizileri izleyip izleyip internetten kralların ek olarak neler yaptıklarına bakıyordum da oradan. Damo daha günümüze yakın bir tarihi anlatıyordu. Az önce ek olarak dedim fark ettiyseniz. Çünkü tarihi dramalarda olup bitene sadık kalıyorlar, tarihi olayları pek değiştirmiyorlar. Bu arada Denizler İmparatoru da Şila’da geçiyordu. (Bizim Kraliçe Seon Duk’un döneminden daha sonra ama) Sanki Silla faklı bir yermiş gibi o dizi aklıma gelmedi.

Dizinin Konusu -sonunda

İşte bizim Kraliçe Kore’nin 3 krallığından biri olan Silla’nın prensesi olarak dünyaya gelecek. Jumong’dan yaklaşık 700 sene sonra :) Bunun babası olan Kral Jinpyeong’un oğlu olmadığı için tahtı büyük kızına bırakmış. Silla’nın ilk kadın hükümdarı olacak. Ama rahat bırakırlar mı hiç! Bakalım kızın neler olacak..

Oyuncular

Lee Yo Won: Prenses DukMan / Kraliçe Seon Duk
Nam Ji Hyun: Prenses DukMan (gençliği)
Ko Hyun Jung: MiSil  (kötü adam bu galiba, lafın gelişi böyle dedim, bu bir kadın aslen, cadı Minşil!)
Uhm Tae Woong: Kim Yoo Shin (Açıkçası bu adamı ilk şurada şarkı söyleyişi ile görmüştüm, hatta bir ara bir daha dinlerim diye kaydetmişim. Bakalım oyunculuğu nasılmış)
Jo Min Ki: Kral Jinpyeong
Yoon Yoo Sun: MaYa (DukMan’ın annesi)
Park Ye Jin: Prenses ChunMyung
Shin Se Kyung: Prenses ChunMyung (gençliği)
Yoo Seung Ho: Kim Chun Chu
Kim Nam Gil: Bi Dan (MiSil’in oğlu)
Seo Young Hee: SoHwa (Çok sevdim bu kızı, Kral ve Kraliçe’nin yardımcısı, prensese de annelik yapıyor. Bu kızı ilk gördüğümde GoongS’teki kız sanmıştım, ama The Chaser’daki kız çıktı :) )
Im Ho: Kral Jinji (bu oyuncu listesini buraya kadar uzatmamın tek sebebi bu şahıs, Cangema’nın sevgili kralı, My Sassy Girl’deki kızın görücü usulü randevuya gittiği adam. Cangema ve Cungo Min’e yaptıklarından dolayı başta ondan nefret etsem, her televizyonda gördüğümde bir terlik fırlatasım geldiyse de onu yeniden göreceğime sevindim. En azından tanıdık birisi var. Sanki akrabama rastgelmişim gibi oldu :) )
Bir diğer tanıdık da büyük usta Munno aslında, o da Jumong’daki Sosono’nun kocasıydı. Hey gidi günler..

Sözde kısa bir tanıtım yazısı olacaktı. Gece dizi izlemeye uyandığımdan girip Kore tarihinden çıktım. Afferim bana :)

Bunu seveceğim galiba.

197 Yorum leave one →
  1. Aralık 14, 2009 2:41 pm

    trt’ye minnettarım beni kore’yle tanıştırdığı için (princess hours izleyerek başladı maceram :d) ama hep sarayda geçen dizileri yayınlamasından ben sıkıldım ki izlemiyorum, gören de bu koreliler hala sarayda mı yaşıyor diye düşünür yani, i’m sorry i love you’yu yayınlasalar mesela, hele ki bir coffee prince (bunu yayınlamaları çok çok düşük ihtimal biliyorum) gösterilse şöyle, herkes hayran kalsa da biz de uzaylı muamelesi görmekten kurtulsak (böyle diyorum ama şikayetçi değilim, asla :d) bu arada tarihi filmleri dizileri de güzel yapıyorlar, ona lafım yok :)

  2. bunusevdim permalink*
    Aralık 14, 2009 5:24 pm

    Çok haklısın. Ben de eğlenceli bir şeyler yayınlanmasından yanayım aslında. Coffee Prince için Trt’ye bastırmak yararlı olabilir mi düşüncesi içindeyim, en azından bundan sonrası için. Hem MBC dizisi zaten. Ama Kraliçe Dokman/Dukman her neyse, umutluyum ondan da :) Keşke bu kadaaar uzun olmasa.

  3. Ocak 8, 2010 10:19 pm

    Ya cidden TRT ye Coffe Prince alın nolurrrrrrr diye mail mi atsak? Ya bizim elimiz kolumuz uzuyor yavaş yavaş. Müsteşara, büyükelçiye falan söyleyelim araya girsin :)

  4. bunusevdim permalink*
    Ocak 8, 2010 10:27 pm

    Alemsin, Kore büyükelçiliğini mi devreye sokalım :) Maili atabiliriz, hatta dur hemen atayım bir tane.
    Bu arada Dokman’ı her gün izliyorum deli gibi. Bidam’ı da sevdim, Yuşin gibi uyuz değil en azından. Ama içimdeki Minşıl sevgisini bir türlü açıklayamıyorum. Siz de sevdiniz mi, bende mi bir gariplik var? Gerçi iyi oyuncu orası kesin. en iyi oyuncu ödülünü almış kadın bu rolüyle.

  5. Ocak 8, 2010 11:56 pm

    Kadın da garip bir çekicilik var. Ben daha ne nedir çözemedim orta yerinden başladım ama melek yüzlü şeytan işte. Kadın iyi oynuyor evet ona şüphe yok. Valla biz müsteşarla tanışacaktık ama ben gidemedim. Sinemasianın admini Sema gitti tanıştı. Bir Koreli starı Türkiyeye getirmeye çalışıyoruz ki olası bir durum. Şaka değil yani. Haberin yok mu bunlardan :)?

  6. bunusevdim permalink*
    Ocak 9, 2010 6:16 pm

    Müsteşardan haberim yoktu gerçekten:) Ben pek internette gezinemiyorum vakit olmadığı için. Ama sanki Koreli yıldız getirtmeyle ilgili bir şeyler okumuştum.
    Artık onların torpilini de araya sokarsanız Trt için, bürokrasiden kurtuluruz. Gerçi Muhteşem Kraliçe daha çok uzun sürecek. Yaklaşık 2 ay daha Dokman’ı izleyeceğiz galiba/ yayınlanacak diyelim.

  7. Ocak 15, 2010 5:15 am

    Ya ben izlemeye üşeniyorum yani ilk bölümleri bir ara bir özet geçsen. Kim kimdir ne olmuştur diye. Çok sevaba girersin vallahi :)

  8. bunusevdim permalink*
    Ocak 17, 2010 7:56 pm

    Anlatayım.

    Minşıl gençliğinde zamanın Şilla kralının cariyesiydi.(Kral Çinyu’ydu sanırım) Kral’ın güvendiği ve yararlandığı 3 adamı vardı:
    1.Minşıl; onun ne kadar yararlı olduğunu bilmekle beraber, kendisinin ölümünden sonra ülkeye ve halka ne kadar zararlı olabileceğinin farkındadır. Minşıl çok baskın bir karakterdir. Çeşitli numaralarla halk üzerinde gökler tarafından desteklendiği izlenimini uyandırıp halkın saygısını kazanmıştır.
    2.Soron; şimdinin savaş bakanı ve Minşıl’ın 2. kocası.(aynı anda 2 kocası var) Maalesef bu da başından beri Minşılın adamıdır ama kral bundan habersiz olduğu için Soron’a Minşıl’ı öldürme emri vermişti.(sonra Minşıl kralı zehirledi zaten)
    3.Munno; başından beri Şilla’nın iyiliğine çalışan büyük usta.

    Sonra bu kral ölür, yerine torunu gelsin diye vasiyet eder ama Minşıl kraliçe olabilmek için torunun amcasını(Saraydaki Mücevher’deki kralı oynayan adam bu- im ho) kral yapar, hatta ondan çocuk da yapar.(Bebekle işi bitince onu terkediverir!) Ama adam 2 sene Minşıl’ı oyalar ve onu resmi eşi yapmaz. Minşıl’da onu tahttan indirip eski kralın torununu(jinpyeong) kral ilan eder. Onun karısı Maya’yı da öldürtmek ister, yerine geçip kraliçe olabilmek için. Ama Munno Maya’yı kurtarır. Neyse sonra kralla kraliçenin çocukları olur ama ikiz doğum olmuştur. “Bir kehanete göre ikiz doğumu olan kralın erkek evladı olmayacak, soyu kuruyacak” vesaire vesaire. Kral, kraliçenin ve diğer çocuğunun (prenses çon-miyong) canını kurtarabilmek için bu yüzden ikinci doğan bebeği yani Dokman’ı en güvendiği kişi olan Sova’yla yolluyor, o da koreden uzakta çölde yaşamaya başlıyor. Böylece ikiz doğum herkesten gizlenir.
    Bir diğer kehanete göre de “Minşıl’ın karşısında duracak kişi 7 yıldızın 8 yıldız olduğu gün çıkacak”. Tabii bu ikizlerin doğduğu gün, kişi de Dokman. Munno bu 2. kehaneti bildiği için Sohva’nın kaçmasına yardımcı olur ve sonra ortadan kaybolur.
    15 sene Dokman Sohva’yı annesi bilerek büyür, günün birinde Minşil’in adamı Çilso onları bulup öldürmeye kalkana kadar. Dokman kaçmayı başarır ama annesinin kum fırtınasında öldüğünü sanmaktadır. Vicdan azabıyla babasını ve asıl kimliğini bulmak için erkek kılığında dolanır. Tesadüfen aynı şekilde kılık değiştirmiş olan Çon-miyong’la tanışıp arkadaş olur. Çon-miyong Dokman’daki ışığı görür ve onu saraya alır, bir savaşçı olarak, yani nangdo olacaktır. Harang(en seçkin savaşçılardan) Yuşin ve Dokman, prensese Minşil’le olan(daha doğrusu olamayan) savaşında yardımcı olmaktadırlar.Bu arada birkaç sene sonra Dokman hala kim olduğunu araştırırken, prenses ve Yuşin onun bir kız olduğunu ve aslında ikiz prenses olduğu ortaya çıkar. Tabii sonunda Minşıl’da bunu öğrenir ve bunu kullanmak ister. Dokman’ı korumaya ve emniyetli bir yere göndermeye çalışırken prenses çonmiyong ölür.
    Bunun üzerinde Dokman Minşıl’la savaşmaya ve Şilla’nın başına geçmeye karar verir. Oysa bu imkansız gibi gözükmektedir, çünkü kral olan babası bile onu ikiz prenses olarak tanıtırlarsa hepsinin hayatının tehlikeye gireceğine inanmaktadır.
    Dokman’ın yanında işe başlamak için 3 kişi vardır:
    -Kimliği ortaya çıktığında kaçarken tesadüfen tanıştığı garip bir adam (Bidam, henüz adını bilmiyor olabiliriz emin değilim, çok sevdim bu adamı)
    -Prenses çon-miyong’un ölümüne çok üzülen harang Al-çon
    -Dokman’a derinden bağlı olan Yu-şin. İşler yolunda gitseydi onunla kaçıp evlenecek, bir kadın gibi normal bir hayat sürecekti.

    Ve Dokman Minşıl’a karşı savaşını başlatır. Bence izlemeye başlamak için çok uygun bir zaman. Öyle sanıyorum ki olaylar bundan sonra gelişecek. Ve Dokman nasıl kraliçe Dokman olacak? hahaahah, nasıl anlattım ama. Az sonra..

    Muhteşem Kraliçe oyuncularını görmek-daha doğrusu ayırt etmek :)- için, resimlere şuradan bakabilirsin:
    http://www.hancinema.net/korean_drama_Queen_Seon-deok-cast.html#casting

    Şu an 27. bölümdeyiz galiba, 31 ve 49. bölümlerde Muhteşem Kraliçe reytingleri tavan yapmış haberiniz ola.

  9. Ocak 18, 2010 3:20 am

    Bu kadar uzun yazdığın için çok teşekkür ederim önce. Baya karışıkmış ben baştan izlemedim Mişıl nasıl aynı anda iki koca alabiliyor izin varmıymış o zamanın Koresinde? Keşke o zaman yaşasaymışız diyorum ha ha ha. Ben son bir kaç bölümdür izliyorum. Sanırım YuŞin aşık Dokmana ama asla bir araya gelemeyecekler konusundan belli. Bir de çocuk Dokmanla yetişkin Dokman ne kadar benziyorlar birbirlerine. Off baya karışık şunu bir baştan izleyeyim ben ya da boşverip ortadan dalıvereyim :) Aaa benim halam ki Kore dizisi falan bilmez o da izliyor bu diziyi. Bana sordu izliyor musun diye? Böyle nette bunlarla ilgilendiğimi bilmiyor ama o Mişılı beğeniyor. Çekik gözlüler ama badem gibi kocaman gözleri var ağzı, burnu falan güzel diyor :) Genlerde var demek benim :) Babanneme de saraydaki mücevheri izlettim. O da Cangemayı hemen ayırt etti diğerlerinden.

  10. bunusevdim permalink*
    Ocak 18, 2010 7:41 pm

    :) Rica ederim öncelikle. Minşıl’ın kocalarıyla ilgili birşeyler de yazacaktım ama baktım uzuyor, kısa kestim(evet kısa kesilmiş hali böyle oldu)
    Kadın gençliğinde Sadam diye bir adamı seviyormuş. Sonra kralın cariyesi olmuş. O dönemde bayağı nüfuz kazanınca Mühürdar ünvanıyla dediğin gibi her haltı yiyebilecek hale gelmiş. Sonra tahta geçirdiği kraldan çocuk yaptı. Şimdiki kralla da az daha evlenip kraliçe olacaktı ama son anda o treni kaçırdı :) Sonraki dönemde evlendiği diğer 2 adamı da başbakan ve savaş bakanı yaptırttı. Hepsi elinin altında olsun diye. Hatta Minşıl için sarayda bir söylenti varmış: Nangdolarla da arası iyi diye, anladınız işte.. Ama Minşıl karakterini seviyorum ben, sinsi ve zeki bir kadın her şeyi yapabilir! “Göklerin iradesi Minşıl’ın elindeeeee” diye kükreyişi harikaydı, ahhahhah

    Şu ayırt etme meselesi de önyargıdan kurtularak izlemeye bağlı değil mi biraz. Zaten hepsi aynı diye izleyince hepsi aynı olur tabii ki. Yine de halan ve babaanneni takdir ettim. Bu Kore alemi genci yaşlısı herkesi çekiyor işte.

    Bir de ben çocuk Dokman’ı şimdikinden daha çok sevdim. Kız iyi oyuncu olacak.

  11. Ocak 20, 2010 4:57 pm

    Bir şey daha sorabilebilir miyim? :) dizinin başında biri öldü prensesin kocası mı? Mişıl kadın tapınakta dua ederken git buradan seni son kez uyarıyorum dedi. O kadın kim? Çocuğuyla falan yollara düştü. Askerin biri kardeşimden siz yadigar kaldınız demişti. Bölük pörçük izlediğim için oraları anlamadım. Aydınlatırsan sevinirim.

  12. bunusevdim permalink*
    Ocak 20, 2010 9:10 pm

    Prenses Çonmiyong 15 yaşında mı ne evlenmişti biriyle (hatta 12 yaşında aşık olmuş), o adam bir savaşta ölmüştü. Geçti gitti, bir daha üstünde durmadılar. Minşıl’ın git burdan diye sıkıştırıp durduğu kişi Prenses Çonmiyong’du işte- yani Dokman’ın ikizi. Kocası savaşta öldüğünde hamileymiş. O da sarayda entrikalar altında çocuğunu doğurmak istemediği için ve büyük usta Munno’yu bulup Minşıl’la savaşabilmek için bir tapınakta yaşayacağını açıklayıp sarayı terketmişti. Hatta o kıyafetlerle köylerde tapınaklarda falan dolanırken başına gelmeyen kalmamıştı, Dokman’la da bu sayede tanıştı zaten. Dokman’da Munno’yu babası sanarak arıyordu.
    Bir de bu ölen prenses çonmiyong’un oğlu Çunçu’yu çağırdılar saraydan, ilerleyen bölümlerde o da gelecekmiş.

  13. Ocak 20, 2010 11:49 pm

    Tamam oğlan doğurdu yani. O zaman Harang Yuşildi de ona yardım eden sarayda. Enteresan gelişmeler var. Teşekkür ederim. Bugünkü bölüm süperdi yine.

  14. bunusevdim permalink*
    Ocak 21, 2010 2:26 pm

    Evet dünkü bölüm harikaydı, kız prenses oldu sonunda, bence Dokman’ın elini titretmesi bile kasıtlıydı, Minşıl’a laf sokmak için yer arıyor

    • isimsiz permalink
      Temmuz 3, 2010 3:37 pm

      sadece uyarıyorum mişıla miNşıl diyip durma

      • bunusevdim permalink*
        Temmuz 3, 2010 3:41 pm

        Canım öyle istiyor, bilerek öyle yazıyorum, ne sakıncası var

  15. Ocak 21, 2010 4:42 pm

    Ya Bidama hastayımm :) Yalnız çölün ortasından falan gelip üstü paşı kir pas içindeyken hepsinin dişlerinin inci gibi ve bembeyaz olması enteresan :)

  16. bunusevdim permalink*
    Ocak 21, 2010 7:15 pm

    Bidam ilk çıktığı zamanlar onun sahnelerini izleyemiyordum gerçekten, dişlerine bakmaktan. Ben de Bidam’cıyım

  17. habip permalink
    Ocak 28, 2010 3:39 pm

    gerçekten bidamın dişleri inci gibi ama niyeti iyi değil

  18. bunusevdim permalink*
    Ocak 30, 2010 9:05 am

    Bence Bidam iyi, sadece Minşıl’ın oğlu olduğu için biraz genetik garipliği var o kadar :)
    Bir de Çunçu geldi şimdi, Bidam’da Çunçu’da çok güldürüyor beni.

  19. rukiye permalink
    Ocak 30, 2010 7:28 pm

    Bidamı sevmenize sevindim çünkü bende bidam hayranıyım….buna gerçekten çok üzüldüm dokmana nasılda bakıyordu canım benim.ha bide bi şey sorcam bidam gerçek hayatta evli mi? evliysebu efsane prensteki sosonoyla mı? bilen var mı?

  20. rukiye permalink
    Ocak 30, 2010 7:31 pm

    Bide bidam çok iyi sadece çocukken acı çektiği için biraz intikam almak istiyor ama sonra vaz geçecektir.Ve öyle garip davranıp sürekli gülüyor ama içinde fırtınalar kopuyo….

  21. bunusevdim permalink*
    Şubat 1, 2010 7:53 pm

    Rukiye filmin sonunu söylediğin bir cümleyi sildim, olan bana oldu tabii bu arada :)
    Sosono olarak tanıdığımız Han Hye Jin’le daha önceden beraber oynadıkları Be Strong Geum-soon adlı bir dizide düğün fotoğrafı var, ben de sayende görmüş oldum. İkisi de sevimli çıkmış. Ama dediğim gibi yalnızca dizide.
    O dizide kızımız dul bir kadın olmasına rağmen hayata sıkıca bağlı bir genç bir kadını oynuyormuş. Ölmüş kocası da Kim Nam-gil yani bizim Bidam oluyor.
    Yalnız 163 bölümmüş, öhö öhö

  22. Şubat 1, 2010 9:54 pm

    Kaçırdığımız bölümleri nasıl izleyeceğiz bir fikrin var mı?

  23. Şubat 1, 2010 10:21 pm

    Türkçe İngilizce alt yazı. Her türlü olur.

  24. bunusevdim permalink*
    Şubat 3, 2010 9:16 pm

    Bir bakayım, her yerden silinmiş yine
    http://www.megaupload.com/?f=HDPDRAHK şuradan indirebilirsin, ingilizce, ama kota sorunu olanlar anca 3 bölüm izleyebilir :)

  25. Şubat 3, 2010 11:44 pm

    Kota sorunum yok da indirmeyi sevmiyorum. Neyse sağol kuzu bize de bekleriz bir ara ziyaret ve yorumalarınızı esirgemeyin :p

  26. bunusevdim permalink*
    Şubat 4, 2010 3:45 pm

    Rica ederim, pek yardımcı olamadım ama online izlenen yerler türkçe, ingilizce de silinmiş hep.
    Ben okuyorum yazdıklarını, yorum yazmak için iyice gaza gelmeyi bekliyorum sadece. Sonra bak beni susturabilecek misin :)

  27. Şubat 4, 2010 4:23 pm

    Susma arkadaşım sustukça sıra sana gelecek :) Neyse ben yazıyorum diye sen de yazmak zorunda değilsin ben keyif alıyorum sonuçta ;)

  28. bunusevdim permalink*
    Şubat 4, 2010 7:04 pm

    Unniii, böyle düşünme sakın. Sen benim izlemediğim dizileri izliyorsun hep, o yüzden okuma aşamasında kalıyorum genelde. Ben pre-intermediate sayılsam, sen upper-intermediate sayılırsın. Yoksa yorum yaparken keyif alıyorum.

  29. Şubat 4, 2010 7:11 pm

    Yok canım o yüzden söylemedim hani bir an ben sana yorum yapıyorum karşılığında sen de bana yorum yap gibi koşul varmış şeklinde anlaşılabilir mesajım diye yazdım :) Ben de film izlemiyorum mesela. Çok çabuk bitiyor :) Upper İntermedite değilim ya ben :p çok çalışmam lazım çok. Bu arada sen nerede yaşıyorsun? Istanbulda mı?

  30. bunusevdim permalink*
    Şubat 4, 2010 7:31 pm

    şimdi ankaradayım. ben de zaten yeni yeni bu kadar çok izlemeye başladım, filmlerim hazır gelince löp löp yutuyorum, kolay oluyor :)

  31. Şubat 4, 2010 7:52 pm

    Nasıl hazır? Ankarada okuyorsun sanırım. Sinemasia dakiler buluşacaktık sen de gel diyecektim. Ankarada da buluşma düzenlesenize ya süper olur :)

    http://www.sinemasia.com/forum/showthread.php?t=5653

  32. bunusevdim permalink*
    Şubat 4, 2010 8:16 pm

    Arkadaşım bu aralar getiriyor bana, Kore dizi filmi, elinde ne varsa. Eskiden kendim indirirdim tabii.
    İnsanın bu Kore sevdasını konuşabileceği insanlar olması çok güzel. Ben önceden çıldırıyordum, sonra blogdu, arkadaşımdı, onun tanıştırdığı arkadaşlardı derken, kurtları döktüm :)

  33. Şubat 4, 2010 8:21 pm

    Ahh bu duyguyu tee Dawsons Creek zamanında yaşamıştım. Birbirimizi bulduk diye ne sevinmiş ne şaşırmıştık arkadaşlarla :) Sen benim soruma cevap vermedin İstanbula gelme olasılığın % kaç yakın zamanda? Bir de bir arkadaş Sinemasia da yana yakıla buluşalım diyor Ankardakilere ama bir türlü toplaşamadılar en son ben gidip müdahele edeceğim :p

  34. bunusevdim permalink*
    Şubat 4, 2010 8:35 pm

    İstanbul’a arada sırada geliyorum ama bu ara gelme ihtimalim %0 :) Siz bayağıdır konuşuyorsunuz herhalde, benim Sinemasia’dan bile yeni haberim oldu. Sadece filmimi izler, ekşisözlük yorumlarını okur, bir iç çeker, otururdum :))

  35. Şubat 4, 2010 8:45 pm

    Ooo bebeğim öğrenmen gereken çok şey var ha ha ha. Sözlük yorumları çok yetersiz Güney Kore sineması için zaten genelde sözlükçüleri eğlence amaçlı okurum. Sinemaisa güzeldir arkadaşlarda güzeldir. Biz de aslında 1 senedir falan konuşuyoruz ama Kasımda falan tanıştık yüz yüze çabuk kaynaştık. Kendi adıma söyleyebilirim. İstanbulda etkinlikler falan oluyor. (sinemasia etkinliği değil) Birileri film seyrettiriyor, kimbamp yapımı öğretmişler geçen etkinlikte. Güzel paylaşım ortamı var yani. Sinemaisaya üye ol sende seversin eminim ya da umarım. Sen Ankaralısın ha tühh diyorum :p Neyse maksat gönüller bir olsun.

  36. bunusevdim permalink*
    Şubat 4, 2010 8:54 pm

    Evet, gönüller bir olsun. biz de bir yıldızlara bakarken, bir de Muhteşem Kraliçe’yi izleyip bidamın inci dişlerine bakarken birbirimizi hatırlarız. ahahha nasıl bağladım ama

    • Şubat 4, 2010 8:59 pm

      O inci dişlere ayrıca hastayım :) çölde, dağda bayırda olmaları farketmez dişler her zaman inci gibi bembeyaz. Ne diyorsun son bölüme? Yuşini de seviyorum ben bea. Kurban olurummm diyorum :( Bidama ayrıca kurban oluyoruz tabe.

      • bunusevdim permalink*
        Şubat 4, 2010 9:16 pm

        Son bölüm iki gün önceydi, o yüzden düşünmem lazım :) haa yuşinin minşıla teslim olduğu gece. Çok memnun oldum. Birincisi yuşine bir gıcıklığım olabilir ondan. ikincisi minşılın şen kahkahasını duyabildik yeniden. son zamanlarda zavallı kadın dokman yüzünden bardaklar kırıyordu çünkü.

  37. Şubat 4, 2010 8:55 pm

    Bu arada bu sefer gelecek arkadaşların çoğunu ben de tanımıyorum maksat tanışalım kaynaşalım diye buluşuyoruz :)

  38. Chibi permalink
    Şubat 11, 2010 11:49 am

    bir de şu kupa maçları bitse her hafta iki bölümü yemeseler daha da bir sevinicem tamam güzel bir iş yapıyorlar ama beni çok yoruyorlar bugün var yarın yok olayıyla.. Yine de iyi ve kaliteli bir dizi beni çoğu yerde şaşırtmayı başardı bu kadar çok tarihi, entrika dolu saray dizisi izlememe rağmen hala şaşırıyorum:)

  39. bunusevdim permalink*
    Şubat 11, 2010 5:38 pm

    Aslında bu aralar çarşamba ve perşembe dizinin olmaması benim işime geldi. Bu bir buçuk saati saymayıp, bir de akşamları başka dizilerden 3 bölüm ya da bir film izleyince evde geçirdiğim tüm vakitte çekik göz görür oldum. E biraz mola oldu :)

  40. Şubat 16, 2010 6:44 pm

    Sinemasiadaki başlık sayesinde dizi ile ilgili herşeyi öğrendim sonunu bile!!! :( Pek bir zevki kalmadı böyle ama olayların nasıl gelişeceğini merak ediyorum. Bugün ki bölümde Mişıl aşıksın sen Dokmana dedi. Bidam da öyle mi dersin? dedi. Bakalım ne zaman anlayacak. Bir de verdiğin linkten indiriyorum bölümleri. İngilizcem kötü değildir ama alt yazılar zorladı beni biraz bilmediğim çok kelime var. Daha sade bir anlatım kullansalarmış keşke. Mişılın orjinal sesi Türkçedeki kadar etkileyici değil ama Dokmanın ki öyle. Sert-kararlı. Dublajda daha sevimli daha yumuşak. Yalnız Mişıl kötü falan ama hastayım kadının zekasına, kararlılığına. :)

    • bunusevdim permalink*
      Şubat 17, 2010 3:05 pm

      Bir ara orjinal seslerine ben de bakacağım, bayağı merak ediyorum
      Minşıl sahalara geri döndü, çok memnunum :)

      • Şubat 17, 2010 3:07 pm

        Heyecanla seyrediyorum. Ferhunde staj yapsın bunun yanındah Yılannnnnnnnn :p ha ha :)

      • bunusevdim permalink*
        Şubat 17, 2010 3:08 pm

        Ne güzel kükrüyor, Minşıl’ım benim. Geber git dedi ya :)

  41. mykorel(sa yoon lee) permalink
    Şubat 16, 2010 6:52 pm

    herşey için teşekkür…..ya benim favorim kesinlikle bidam.nasıl oluyo da deokman başta yushin e aşık oluyo! ya nasıl oluyoda deokman .benim için yushin,deokman ve alcheon bitti.benim oppama kim .bu arada munno ne kadar da farklı görünüyo jumong ta
    neyse herşey için teşekkürler….ya siz de olmasanız! neyse hepinize bye……………..

  42. bunusevdim permalink*
    Şubat 17, 2010 3:07 pm

    Mykorel, dizinin sonuyla ilgili birkaç cümleni sildim, burayı okuyanlar sonunu öğrenmesin diye, eğer yorumunu kuşa çevirdiysem kusura bakma :)
    Ben de Bidam karakterini başından beri seviyorum. Bidam Fan club kuralım burada, hahahah

  43. Şubat 17, 2010 3:10 pm

    Yavrum Cucu ya ne korktu. Anlık yorumlar yapıyorum ya :) Ömrünü ada Mişılı yok etmeye. Kadın sana pabuç bırakır mı? :p

  44. bunusevdim permalink*
    Şubat 17, 2010 3:27 pm

    Bırakmaz tabii. Sonunda Minşıl, Çunçu’yu annecim diye ağlatmayı başardı, ahhahah, bazen ben bile korkuyorum kadından :)

  45. Şubat 17, 2010 3:30 pm

    Kuzzzuuuuuu yazıkkk. Tek anlamadığım bu yavru ne zaman bu kadar büyüdü :) Senede iki yaş falan alıyor herhalde. Mişıl hakkında spoiler okudun mu söliiiimi? :p Ay bu muhafızlar çooookk salak. Minşıl depresyona girsin yine öyle daha heyecanlı :)

  46. bunusevdim permalink*
    Şubat 17, 2010 4:03 pm

    Spoiler söyleme, bari sen söyleme :) Yorumlardan spoiler silmekten helak oldum zaten :)
    Muhafızlar dedin de söylemeden geçemeyeceğim. Bazıları çok çiroz, bir harangın gerçekte olamayacağı kadar. Bazıları da dehşet vücut yapmış. Özellikle Soron’un oğlu Hacong. Bilmem dikkatini çekti mi.

  47. Şubat 17, 2010 6:20 pm

    Ya bu renk katsın diye komiklik yapmaya çalışan tipler var ya çok aptallar. Komik değiller. Haranglara gelince gözüm bir Bidama bir Yuşine kayıyor. Bidam yakışıklı olduğu için Yuşinde iyi kalpli olduğu için bu ikisinden başkası pek dikkatimi çekmedi açıkçası :)

  48. bunusevdim permalink*
    Şubat 19, 2010 1:01 pm

    Hahaha, alemsin cidden. Bidam her ne kadar başlarda ne kadar salak adamı oynamaya çalışsa da üstünden atamadığı bir karizması var. İlginç, tam rolüne oturmuş.

  49. Şubat 19, 2010 1:22 pm

    Güzel Kızım (sana bir isim bulmak lazım ‘bunu sevdim’ olmuyor ha ha) gelecek bölümleri izledim Spoiler vermeyeceğim ancak Bidam ve Yuşin arkadaşlarımızın taş olma katsayılarını arttırdıklarını söyleyebilirim. Asıl heyecan 50. bölümden sonra başlıyor. Merak ettiğim çok şey var bak bu Spoiler ama çoktan duymuşsundur Bidam Dokmana aşık ya da olacak Dokmanda boş değil deniyor nasıl olacak merak ediyorum. Geçen bölümde Mişılda dedi sen aşıksın diye. Offffffff off gümbür gümbür geliyor :p Yuşine yine hasta oldum kalbim ikiye bölündü ha ha bir de baktım da öbür Haranglara, ben varırım onlardan bazılarına ha ha ha. Yuşin olsa daha makbule geçer ama napalım :P

  50. bunusevdim permalink*
    Şubat 22, 2010 10:54 am

    ‘bunusevdim’i seviyorum, sorun değil yani. Ben sana bir ara ulaşacağım zaten unni, sen üzülme:) Artık Bidam- Dokman olayını duymayan ya da anlamayan kalmadı zaten. O yüzden spoiler’lığı kalktı. Ama Yuşin’i sevmeyi anlayamıyorum. Hele Bidam’ın yanında phevvvv

  51. Şubat 22, 2010 11:26 am

    Madem öyle diyorsun öyle olsun :) Ben sana güzel kızım ya da küçük kız diye hitap edeceğim sen anla :) Ya deme öyle Yuşinime :) O çok iyi kalpli hem de kendi çapında yakışıklı :) Bidama ayrıca hastayız o başka :) ben verdiğin linklerden baya bölüm izledim Bidama tekrar, tekrar hasta oldum ama Yuşinde ahh diyorum.

  52. Şubat 23, 2010 3:03 pm

    Çooook heyecanlı bir şeyler diyecektim ama unuttum :( Bidam aşık oluyorum ben sana evlen benimle :) Bohçamı alıp kaçacam sana :p

  53. bunusevdim permalink*
    Şubat 25, 2010 8:59 am

    Hahahaha, Kore’den kaç oppa için bohçanı hazırladın unni :)
    Bu arada Minşıl’ın sonunda cinleri tepesine çıktı, yayı, oku eline nasıl da yakışıyor, aahahhahahh. Ha şunu daha önceden yapaydı ya

  54. Şubat 25, 2010 9:23 am

    ha ha ha. Valla kim çağırırsa ona kaçmaya hazırım :) Gong Yoo aşkımı ayrı tutarak şimdilik Bidam diyorum, şu Kaya direnişlerinden Yuşinin arkadaşı var ya o da olur ha ha Harang nasıl olsa. Hımm aslında bir kaç isim daha var bir de genç sevgili adaylarım var. Lee Min Hoo, Jeang Guk filan. :) Bu arada Mışıl kendini kaybetti o ne öyle herkesin gözü önünde prensesi öldürmeye çalışmalar. Gözü döndü hatunun. Bir şey soracağım sana dizinin geçtiği dönemle ilgili bilgin var mı? Saraydaki Mücevher daha sonraki bir dönemde geçtiği halde kostümler, eşyalar, takılar falan çok daha sade bir de pea değik çona diyorlardı krala Sarayın Rüzgarında. Neden öyle acaba? Bir de Bidam beni alır mı? ha ha ha :)

  55. bunusevdim permalink*
    Şubat 25, 2010 9:59 am

    Şimdi şöyle, Dokman 600’lü yıllarda, dediğin gibi Saraydaki mücevher ondan 600-700 sene sonra ama orası Joseon Hanedanlığı, haliyle Silla’yı da kapsayan daha geniş bir alan diye biliyorum. Ki orada da Pea derlerdi. Ama giysilerin sadeliği belki yapımcı firmanın cimriliğine bağlı olabilir, hahahah. (Bilmiyorsan uydur:) )
    Sarayın Rüzgarında ya da başka birkaç yerde daha duymuştum çona’yı. açıkçası çok üstünde düşünmedim, pea gibi hükümdara hitap şekli deyip geçmiştim

  56. Şubat 25, 2010 6:20 pm

    Pea dediklerini hatırlamıyorum ama ye mama dediklerini hatırlıyorum. Bence Konfüçyüs öğretileri benimsedikten sonra daha sade ve mütevazı bir yaşam tarzını seçmiş olabilirler. Öyle okumuştum sanki bir yerde. Sen onu bunu bırakta Bidam beni alır m? Ondan haber ver :P:P

  57. bunusevdim permalink*
    Şubat 26, 2010 9:19 am

    O konuyu araya kaynatırım diye düşünüyordum ama senden birşey kaçmıyor :) Eğer kaynananın Minşıl olmasını kabul ediyorsan neden olmasın. Ama benden söylemesi, kadın hükümdar da olamadı, sizin evin hakimiyetini elinden kaçırmaz. Onunla savaşmaya hazır mısın, hahahhahh

  58. La Fea permalink
    Şubat 26, 2010 9:56 am

    Valla kuzum benden kaçmaz hiç bir şey bunu böyle bilesin :) Mişıla gelince sorun olacağını zannetmiyorum ;) Bidam benim olacak muha ha ha ha :p

  59. Şubat 26, 2010 8:01 pm

    Mişıl öldümü bugün? Başın sağolsun canım. Artık Bidamı gönül rahatlığıyla alabilirim eş olarak eh kaynana derdi de yok muhahah :)

    • bunusevdim permalink*
      Mart 1, 2010 4:35 pm

      Daha kötü oldu senin için :) Minşıl’ın ruhuyla mı cebelleşeceksin, puahaahah
      Bu arada baş sağlığı dileğin için teşekkür ederim. Cuma’dan beri yastayım :) Zaten dizinin başlarında Minşılın 50. bölüm civarı diziden ayrıldığını duyarak izledim. Baştan beri yastaydım anlayacağın, hahah

      • Mart 1, 2010 9:29 pm

        Neden ruhu ile uğraşayım ki :) Benim ölü bir kaynana ile ne alıp vereceğim olabilir :) Bidam benimdir tek rakibim Dokman ha ha ha. Yalnız bir Harang Yuşin bir Bidam ne olacak benim bu halim :))

        Hep söyleyeceğim unutuyorum bu dövüş sahneleri çok komik oluyor bazen. Cüney Arkın olsa alay ederdik ama o olsa tek eliyle 50 harangı birden yere sererdi. :)) Bir de bu Dokman denen hatun erkek gibi yaşamamış mı uzun zaman? Kendisi de Nando mu harang mı ne karın ağrısıysa ondan değil miydi? Neden en ufak bir saldırı da tırsak zavallı kız moduna geçiyor? Kendisi de pekala kendini savunabilir ama bugün iki yakışıklının birden onu koruması Yuşinin son anda yetişmesi falan ahhhhhhhh diyorum güzel kızım sen anla :)))

      • bunusevdim permalink*
        Mart 2, 2010 2:13 pm

        2 kişi koruyor ama Çilso’dan koruyorlar. İsterse en baba nangdo olsun, onun karşısında hiç şansı olamaz Dokman’ın :) Ama diğer saldırılarda da hep onların arkasına yaslanıyordu, benim de aynı şeyi düşündüğüm oldu yani.
        Cüneyt Arkın olayına hiç girme, bunca zaman adama haksızlık etmişiz, hahahah
        Minşıl öldü diye kurtulduysan, Bidam ölünce ne yapacaksın acaba. Ne de olsa yaklaşık1500 sene önce yaşamış:) tarihi dizilerin sonunda mutlaka tüm karakterlerin nasıl öldüğünü, yerine kimlerin geçtiğini gösterir ya da söylerler

  60. Şubat 26, 2010 9:19 pm

    ya ben gerçekten çok sevindim gerçekten o kız ile evlenmedigine oyyyyyyyy yerim ben bidamı ona 22 yıldır aşgım ama henüz gözme sansım olmadı ya keşke …………. neyse :) he bu arada bidam sende muhteşem kraliçede az yakışıklı degilsin yani heeeeeeee::) keşke dedigim şey

    KEŞKE BİDAMMM TÜRKİYEYE GELSEEEEEEEE NOLUR GEL BİDAMMMMMMMM NOOOLLLURRRRRRR :) LÜTFEENNNNNNNN :) LLÜÜÜÜTFFEN

    • bunusevdim permalink*
      Mart 1, 2010 4:37 pm

      Bidama 22 yıldır nasıl aşıksın? :)

  61. bı dan permalink
    Şubat 28, 2010 5:50 pm

    bıdam cok akkıll ı vedfe cok ıyı docusen bır ınsan en once oo anılmalı cunku ooo buyuk bırısı

  62. bunusevdim permalink*
    Mart 1, 2010 5:47 pm

    Bidam’la Yuşin’in farkını bu bölümde de gördük. Muhteşem kraliçe Dokman 50 bölüm sonra kraliçe olabildi sonunda :) Yuşin “majesteleri ömrümün sonuna kadar neyim varsa size vereceğim” diyor, Bidam “majesteleri ömrünüzün sonuna kadar neyiniz varsa bana vereceksiniz”.. Hahahahah. Belki gülünmemesi gerekiyor buralara ama kendimi tutamıyorum Bidam’la ilgili yerlerde.

  63. bukett permalink
    Mart 1, 2010 8:58 pm

    meraba ben öncelikle bişey soracamm bu mişilll kraliçe olmalı mı bişey daha soracam
    mişıl dioz ama nası yazılıooo nick yapacamdaaa :P

    • bunusevdim permalink*
      Mart 2, 2010 3:07 pm

      Mi Shil diye yazıyorlar İngilizce olan sitelerde. Bence Minşıl diye yazmalıyız biz. Neticede Minşıl öldü gitti ama bana kalırsa kraliçe o olmalıydı :)

  64. Mart 2, 2010 2:29 pm

    Ne fenasın ya hatırlatma ben geçen bölümden sonra bıraktım gelecek bölümleri izlemeyi TV den takip edeceğim. Sonuçta hepsi ölecek bir şekilde. Bidama olan aşkım ölümsüz ama ha ha ha. Bana yar olsaydı, yaşatırdım ben onu. Gitti çelimsiz Dokmana aşık oldu. Ördek işte ne olacak. Kurban olurum ya ne yaptıysa aşkından yaptı, kandıracaklar Bidamımı yazık diyorumm.

    • bunusevdim permalink*
      Mart 2, 2010 3:06 pm

      Çelimsiz olmasının ne önemi var ki unni, bilek güreşi mi yapacaksın evlenince, hahahhaha Zaten Minşıl’ın oğlu ne de olsa, geninde var hırs..
      Bu arada zavallı Godo ne hale gelmiş sakal bırakınca, kaymak gibi gıdısı ormana dönmüş

  65. Mart 2, 2010 3:28 pm

    Evlenince yapacaklarım konusunda bir fikrim var elbette ha ha ha. Burada söylemeyeceğim tabiiki. Dokmana gıcıklık olsun diye Çelimsiz dedim. Kıtıpiyoz, pısırık falan da diyebilirim ha ha ha. Kraliçe olabilmiş ama ‘kadın’ olamamış hey hatttt :))

  66. bunusevdim permalink*
    Mart 3, 2010 8:39 am

    Şimdi bir an seni görmeyi çok istedim unni :)

  67. Mart 3, 2010 8:41 am

    Neden görmek istedin birden? Ben X large biriyim ama ‘adam olmak’ yerine kadın olmak dedim. Görsel olarak ya da başka bir şeyi kastetmedim :) Maksat çamur atmak olsun ha ha ha. Nasıl bir kıskançlıksa :)

  68. bunusevdim permalink*
    Mart 3, 2010 8:50 am

    Biliyorum niyetini, o yüzden öyle söyledim zaten. Haahah. Bidam Dokman’a yar olmaz zaten, iyisin hadi

  69. Mart 3, 2010 8:55 am

    Ahh ah ama ona aşık gidecek kuzum :( Bana da yar olmayacak sonunda :( Ben de Yuşine mi baksam tekrardan ha ha :)

  70. bunusevdim permalink*
    Mart 3, 2010 4:37 pm

    Yine kendi kendine vazgeçtin ya helal sana:) Yuşin de evli, bir çocuk babası adam, haremine mi girmek istiyorsun hahahah
    Bu arada dün Minşıl’ın doğum günüydü. Kadına yapıştı artık Minşıl damgası bilmem kurtulabilir mi??

  71. Mart 3, 2010 5:04 pm

    Ya kuzum vazgeçmedim de bence Bidam daha bir tutkulu aşık :) Yuşine de baştan beri sıcak bakıyorum biliyorsun :)) Yuşin evli olabilir, boşanır ben ona çocuk yaparım hahaha. Ama Bidamdan da vazgeçemiyorum ya.. Off Unni fena ikilemde kaldı anlayacağın. Beni bu açmazdan ancak YOOppam kurtarır :))

  72. bunusevdim permalink*
    Mart 3, 2010 5:43 pm

    Tamam Yuşin’i boşatalım hemen :)
    Sahi Gong Yoo acuşiden haber yok mu hala? Yalnız senden korkumdan oppa diyemiyorum ahahahha

  73. Mart 3, 2010 5:51 pm

    Haber derken? Bize cevap babında bir şey yok? Oppa diyebilirsin nezaketen sen diyebilirsin korkma benden ha ha ha. Benim olduğunu kabul ettiğin sürece sorun yok :)

  74. bunusevdim permalink*
    Mart 3, 2010 6:09 pm

    Hepsi senin olsun unni. Korece’de enişte ne demek? ahahhah, beni de kendine benzettin yalnız :)

  75. Mart 3, 2010 6:14 pm

    Ne varmış bizim halimizde hımm? Sen dur sennn daha neler öğreteceğim ben sana ha ha ha. Hepsini istemiyorum canım bir tek Gong Yoo yu verin bana gerisine yan gözle bakarsam ne olayım :)

  76. bunusevdim permalink*
    Mart 4, 2010 8:18 am

    Beni çekirgen olarak kabul eder misin? hahah
    Gong Yoo ayıp ediyor ama, insan bir teşekkür maili atar hiç olmazsa :)

  77. Mart 4, 2010 12:37 pm

    Şimdi çekirge :) Herkesin bir Oppası vardır onu bilecek başkasının Oppasına yan gözle bakmayacaksın :p İlk kural budur. Gerisini zamanla öğreneceksin. Bu arada kaçıncı bölümdeyiz? Bundan sonra bir dizi daha verir mi TRT? Korede MBC de yayınlamadıkları Saray Dizisi kaldı mı acaba? Ya bundan sonrasını bilmiyorum bir de bu bölümü bölük pörçük izledim gerisine bakmadım. Resimler, yorumlar vb. den biliyorum neler olacağını az çok. Bidama içim acıyor ya zavallı bir çocuk gibi :(

  78. bunusevdim permalink*
    Mart 4, 2010 9:27 pm

    Anlaşıldı usta, sonraki derse kadar buna çalışacağım..
    54. bölümdü bugünkü sanırım. Keşke Chuno MBC’de olsaydı, televizyondan izlerdim her gün birer birer. Meraktan ölüyorum ama kendimi tutmam lazım artık :)
    MBC’de eminim vardır başka cevherler hahah, trt bundan sonra ne yapacak ben de merak içindeyim. Bunu söylediğime inanamıyorum ama, ara versinler artık biraz, ya da eski bir diziyi falan yeniden yayınlasınlar. Çok değil 1 ay izin istiyorum trt’den :)
    Bidam hakikaten acınacak halde şu an. Annesinden öğrenmiş, sevmek almaktır demiyor mu bir de :)

  79. Mart 5, 2010 6:36 am

    Bidam aşık Dokmana ama salak Dokman resmen eline koz verdi. Kraliçeyken sevemem seni. Resmen gel beni tahtımdan et diyor. Yazık Bidama ya ben ona ne olursa olsun ben ona kötü diyemeyeceğim. Cidden :/

  80. Mart 5, 2010 6:37 am

    Birde Bidamı oynayan aktör yakında askere gidecekmiş. Off ya şu işi eğlence dünyasına atılmadan yapsalar tam süper olurdu :(

  81. bunusevdim permalink*
    Mart 5, 2010 8:26 am

    Hepsi kariyerlerinin zirvesinde gidiyor zaten, 2yıl. 27 yaş civarı mı gidiyorlar nasıl oluyor

  82. Mart 5, 2010 8:40 am

    29 Yaş sınırmış galiba ertelenemezmiş daha fazla bilmiyorum. Bir de iki sene ya az buz değil. Hemde ben kendisini daha yeni keşfetmiştim. Yazık oldu artık bekleyemem ben yaşlanıyorum malum :))) Güzel kızım bir şey soracağım ben senin blogunu nasıl buldum? Hatırlamıyorum da :)

    • bunusevdim permalink*
      Mart 5, 2010 6:36 pm

      Kim Nam Gil’in bir eşcinseli oynadığı bir film varmış, no regret diye. Duymuş muydun, ya da başka filmlerini izleyecek misin/izledin mi
      Nasıl bulduğunu benim bilmem çok kolay değil ama galiba ruzigarın blogundan buldun unni usta:) çünkü ben bu ilk kore blogları okuma işine ruzigarın bloguyla girişmiştim diye hatırlıyorum.

  83. Mart 5, 2010 9:32 am

    Muhteşem Kraliçe deyince benim için akan sular suruyor valla. Ben annemle beraber izliyorum bu diziyi ama inanın annem çoğu zaman diziyi değil beni izliyormuş yani o öyle diyor inanmasanızda olur :D Çünkü ben bu diziyi izlerken koltuktan koltuğa atlıyorum. Böyle çığlıklarla karışık kahkalar atıyorum, zaman zaman küfürler ediyorum en komiği ise(sonradan fark edeiyorum ben bunların komik olduğunu) volta atıp duruyorum. Onlar düşünmek için duruyor ya şöyle en karizma bakışlarını 2. kameraya atarken işte bende bir sonraki adımı düşününüp onların ağzından çıkacak cümleyi bekliyorum. Allahım hatta o kadar kavramışım ki o düşünme tekniklerini falan bu zamana kadar bak bunu bu yüzden yaptı aboooo şimdi bunu böyle yapacak bunun için dediğim herşey cuk oturdu kendimden korkmaya başladım. Belki bunun nedeni benimde mishil’e olan garip sempatimden geliyordur. Nedense ben o kadını çok seviyorum ya. Birde bunun What’s Up Fox diye bir dizi vardı şimdi çoğu yerden silinmiş orda benim sempatimi kazandı. Birde iki çocuk annesi bir kadın olup böylesine genç kalması (genlerinde var bunların zati) o tombiş elleri aşırı sevdim ya neyse kestim burda bu konuyu. Birde bu dizi bana aşırı tanıdık geliyor. Seninde dediğin gibi akrabalar toplanmış herbiri ile karşılaşmışım gibi. Nedenini de açıklayı vereyim. Mesela Yushin yine çok sevdiğim bir aktristin kardeşi Uhm Jung Hwa bu changing partners filminde oynayan hani sonra bu Soron’un oğlunu oynayan şahıs yine çok sevdiğim usta oyuncu Baek Yoon Shik’in oğlu aynı babasına benziyor. Hatta onun karısıda my boss my hero filminin kadınlarla olan versiyonunun yapıldığı dramada oynuyor. Zaten Munno’yu bir çok yerden biliyoruz. Yani benim için bir hazine bu dizi. Ve ve bu bidam sevdalıları orasında bende varım. Onun kahkaha atışına bayılıyorum ya. Ama özellikle orjinal seslerinde. Neyse çok uzattım ben sabaha kadar konuşabilirim bu dizi hakkında. Ama son bir şey demişsiniz ya TRT artık saraydan çıksın halkın arasına karışssın valla bende katılıyorum hatta benim önerimCP ‘yi imkansız görüyorum ama Cain And Abel’i yayınlayabilirler. Geçende kafama koydum bir yazı yazacam bu dizi hakkında. Yazmazsam ayıp olur :)

  84. bunusevdim permalink*
    Mart 5, 2010 6:30 pm

    Hahahahh, 2.kameraya karizmatik bakış atmak çok hoş bir tabir oldu. Olayı kavrama açısından bende de aynı şey oluştu artık, sanırım sürekli kore dizisi izlediğimiz için alıştık artık. Ben de bak böyle olacak, şu kesin şunun için yaptı dediğimde evdekiler dehşete düşüyor :) e madem tahmin ediyorsun, biliyorsun neler olacağını neden izliyorsun ki diyorlar.
    O What’s up Fox’a baktım da, orada oynayan adamı Hansel ve Gretel’de izlemiştim, çok sevimli biri. Ama Minşıl’ı oynayan kadını başka bir rolde düşünemiyorum açıkçası. Gerçi çok güzel oynamıştır, ondan şüphem yok ama yine de düşünemiyorum :) Bu arada fox deyince aklıma totally captivated geldi. Oradaki fox’da böyle bir hitap mı yoksa :)
    Uhm Tae Wong’un ablasının da oyuncu olduğunu bilmiyordum. Aile boyu dadanmışlar demek ki hepsi :)

    • Mart 5, 2010 6:49 pm

      Evet evet ailecenek sektördeler. What’s up fox’taki o adam da gerçekten şirin. Bu arada o adamda gong yoo ile birlikte askerliğini yapmış sanırsam. Bunlardaki dizi sektörü ne güzel ya herkes birbiri ile arkadaş, saygı var sevgi var ya da bizim buralara yansıyan kısmı böyle. Mishil içinde What’s up ta mutlaka izle bir yaw çok şirin bir karakteri var. Bir erkek dergisine Jumong dizisini fantazilere çevirip yazıyor:P. Evde kalmış bir kadını canlandırıyor. O adamda en yakın kız aradaşının kardeşi. Yaşça büyük bir kadınla işte ondan küçük olan erkeğin aşkını anlatıyor ama baya komedi yani.
      Bak sen diyince Totally deki Fox ampülü yandı. Ne kadar şirindi onun fox değişi öyle :D

      • bunusevdim permalink*
        Mart 5, 2010 7:51 pm

        Jumong’a fantazik yorumlar katıyor demek, kulağa eğlenceli geliyor :) Ben de ekleyeyim bari listeye şu diziyi

  85. Mart 5, 2010 7:18 pm

    Evet var No Regret Ofori’nin sayesinde izleyebildik. Fena bir film değil hani. İzlenebilir. Yönetmeninden kaynaklı durgun giden bir film olmasına rağmen kendini izletiyor. Ancak onu Bidam olarak görmeye alışmışız ya başlarda biraz garipsiyebiliyosun. Ben en çok sonunu sevmiştim. Hatta filmde bir süprizde var hani CP’de oynayan My Chan diye ortalarda dolanan şahıs varya oda oynuyor. Bir izle derim yani. Eşcinsel rolü üzerinde emanet gibi durmamış.

    • bunusevdim permalink*
      Mart 5, 2010 8:04 pm

      Yakışmış diyorsun demek :) Ofori yazmış ben görmemiştim yazdığını, zaten ondan bir şey kaçmıyor da,siz de farklı değilsiniz, sizden de kaçmıyor :) Bir de klasik erkek çifti olmuş yine o filmde de. Biri küçük, başta kaçan. Diğeri zengin, kovalayan (yanlış anlamadıysam)

      • Mart 5, 2010 8:27 pm

        Evet öyle çok doğru anlamışsın arkadaşım. Nam Gil’in oynadığı zengin ve başarılı bir adam diğeri ise bir fabrikada çalışan fakir ama gururlu bir genç :D Nam Gil kovalıyor tabi en başta ama iyi aşık oluyor çocuğa, hani çocukta boş değil ama gruru yapıyor tabi. Ancak aralarında ilişki çok tatlı oluyor ya. Birde çocuğun başlarda yaşadığı bunalımlarda beni duygulandırmıştı. Sonuç olarak ben beğendim yani.

  86. Mart 5, 2010 10:02 pm

    Aaa ben o çocuğun Bidam olduğunu farketmedim. Gerçi ondan önce izlemiştim ama. Cüneyt Arkını solda sıfır bırakıyor bunlar. Bir de kameraya atılan bakış tam tuz biber oluyor. Komik aslında ama seviyoruz.

    • Mart 6, 2010 11:24 am

      Ben izleyecek yer bulamadığım zamanlar posterine bakardım mazlum mazlum :) Ozaman diyordum ya bu insan oğlu birine benziyor ama kime kime sonra evreka anı yaşadım da Anammm bu Nam Gil demiştim. Ama bende kamere atılan numaralı bakışları seviyorum. Özellikle Bidam’ın 3 numaraları bakışı beni öldürüyor şöyle dudağını büzüp sola doğru bakıyor ya işte o :)

  87. Mart 6, 2010 12:36 pm

    Ya Bidama çok acıyorumi. Sonunu bilmek hiç de iyi değil. Dokmana felaket kızıyorum.

    • Mart 6, 2010 2:10 pm

      Arkadaşım valla bende şuan bu kız nando olarak kalsaydı mışıl tahta geçseydi demeden edemiyorum. Bidam’ın çektiklerini görünce sinirlerim zıplıyor.

  88. bunusevdim permalink*
    Mart 6, 2010 9:01 pm

    Evet ya, Dokman nangdoyken iyiydi. Hatta çöldeyken en iyi haliydi. Senaryo şöyle olmalıydı: Dokman çölde annesi Sohva’yla uzun ve mutlu bir hayat yaşamıştır. Çilso bunları ararken bir çöl fırtınasında ölüp onlarla hiçbir zaman karşılaşamamıştır. Munno Bidam’ı lider olmak için 20 yaşına kadar eğitmiştir, sonra saraya götürüp Minşıl’a bu senin oğlun diye teslim etmiştir. Minşıl oğlunu yanına alarak kralı tahttan indirip kendi kraliçe olur, o ölünce de yerine Bidam geçer. Hahahahah, çok eğlendim. (Benim senaryomda Yuşin sürgüne gönderiliyor, orada Dokman’la tanışığ evleniyor ve 15 tane çocukları oluyor, hhahaha)

  89. Mart 6, 2010 9:10 pm

    Bidam unniye ilk görüşte aşık olur ve evlenirler o da prenses, kraliçe her neyse işte ondan olur ömür boyu, mutlu mesut yaşarlar demeyi unutmuşsun :))))

  90. Mart 6, 2010 9:41 pm

    Ben bu senaryoyu sevdim sevdim. Mis gibi işte herkes mutlu, ben mutlu.

  91. bunusevdim permalink*
    Mart 6, 2010 9:42 pm

    Hay Allah, ben nasıl unuttum o kısmı. Biane unni usta :) İyiki zamanında yetişip düzelttin senaryoyu, hahahah

  92. Mart 6, 2010 9:47 pm

    Ayy Unni usta ne ya ha ha ha . Sen unni de sadece :)) Tabiiki sen heyecandan beni yazmayı unutmuşsun ama eminim hayalindeki seneryoda ben de varım ha ha ha. Bidamla evlenip Mişıla hata yapmadan, yaşıyoruz işte. :)) Ama Gong Yoo harang olarak saraya gelirse o zaman işler karışabilirdi tabii ha ha ha ha…

  93. bunusevdim permalink*
    Mart 6, 2010 9:52 pm

    Oho ho ho, Gong Yoo’yu harang olarak soktun ya saraya ben şu an aklıma gelen birkaç entrikayı buraya yazmamak için kendimi zor tutuyorum sadece unni :))

  94. Mart 6, 2010 10:05 pm

    Kan çıksın, uğruma ölümüne kavga etsinler iyi olan kazansın :) ama Gong YOO ya da bir şey olmasın :p

  95. bunusevdim permalink*
    Mart 7, 2010 6:02 pm

    Sen nasıl bir karakter olacaksın unni, aman dikkat et de Minşıl’ın kızı çıkma sonunda, hele ki kadının bu kadar adamla ilişkisi olduktan sonra, hahahah. Gerçi Bidam gibi abiye can kurban ama gong yoo ile daha bir karşı karşıya gelirler o zaman, hahahah 2 dakikada ayak uydurdum yalnız. Cidden ama sana bir saraya geliş nedeni bulmak lazım. Cangema gibi önce lady, sonra doktor olmak ister misin

  96. Mart 7, 2010 6:15 pm

    Mişılın kızı olurdum ama Bidam abim olur o zaman ha ha ha. Olmaz :)) Doktor olup ne yapacam ya çalış, çalış nereye kadar ha ha. Zengin koca Sarayda da bulamazsam nerede bulacam ben? :))) Prenses olmak istemiştim küçüklüğümden beri ha ha ha ha :)))

  97. bunusevdim permalink*
    Mart 7, 2010 6:21 pm

    oooo unni, usta dedik bağrımıza bastık, sen bana örnek olacağına tembelliğe teşvik ediyorsun hahaha. Prenses olman için kemik soyundan gelmen lazım, o zaman seni dokman ve çonmiyongun üçüzü yapalım mı

  98. Mart 7, 2010 6:35 pm

    Ya Para kazanmam gerekmesin ben yapacak iş bulurum :)) Tamamdır bende Dokmandan sonraki Kraliçe olayım :) ama yaşım 25 i geçmesin lütfen ha ha ha :))

  99. bunusevdim permalink*
    Mart 7, 2010 6:40 pm

    Unni neettin, dokmanı çölde bırakmıştık unuttun mu, sen ablasını hiç görememiş kardeş olacaksın. Enişten Yuşin olacak. Pişman olacak mısın hiç? hahah. ama yanında kraliçenin oğlu namgille harang gong yoo olunca o aklına bile gelmez :)

  100. Mart 7, 2010 6:41 pm

    Haaaaa o zaman ben ne oluyorum? Prenses oluyorum. Mişıl Kraliçe tamam :) Ooo Gong Yoo ve Nam Gil varken Yuşin aklıma bile gelmez. Dokmanla mesut olsunlar hem bende onu tanımamış olacağım muhtemelen :)

  101. bunusevdim permalink*
    Mart 7, 2010 7:04 pm

    Yok tanırsın eminim. çünkü bir süre haranglık yapacak sonra minşıl başa geçince onu sürecek. E sen de prenses olduğuna göre mis gibi haranglara başkanlık yapma işini eminim üstlenirsin (biraz yoracağız seni ama gong yoo hatırına katlanırsın artık :) ) dolayısıyla senarist olarak sen ve yuşini kapsayan birkaç romantik sahne düşünüyorum unni, ikiniz sırt sırta ağlıyorsunuz yuşin gönderilmeden, sonra gong yoo seni teselli ediyor. Ve doğası gereği olanlar Bidam’ın umrunda değil :) O da annesini tahttan indirme planları yapıyo olur muhtemelen. Dikkat et seni kullanmasın, kemik soyundan geldiğin için seni kraliçe yapıp sonra kraliçeliğinin ilk senesinde seninle evlenerek tüm yönetimini eline geçirme planı mesela.
    Yalnız sevdim ben bu senaryo işini
    Bu arada gerçekte tarihte dokman kraliçe oluşunun ilk senesinde evlenmiş. Zaten tarihi olaylar bayağı gevşek bir biçimde ele alınmış galiba, bambaşka insanlardan bahsedilmiş ailede. Bir de Alçon der geçerdim, o da ünlü bir tarihi kişilikmiş. Başka bir yerde duymuştum, Çunçu ve Yuşin diğer ülkelerde zalim yuşin olarak biliniyormuş mesela, hahaha. Muhtemelen savaşta çok iyi olduğu için

  102. Mart 7, 2010 9:34 pm

    Gong YOO Beni korur artı Bidam bana aşık olacak öyle yamuk yapmaz sevdiğine. Ya bu Dokmanın asıl hikayesini ver resimleri nasıl öğreniriz Wikipediada yeteri derecede bilgi yok.

    Bu arada sen senarist olsana :))) Aşk lazım bana ya aşk.. Entrika falan ruhumu örseler :p

  103. bunusevdim permalink*
    Mart 8, 2010 9:16 am

    Unni daha ne kadar aşk istiyorsun, zaten dizi boyunca 3 adamla aşk yaşamış oluyorsun. Daha fazlası tarihte bir Minşıl’da oldu bir de 7 kocalı hürmüzde.
    Dokman için Wiki’deki bilgiler niye yeterli gelmedi iki,başka ne tür şeyler öğrenmek isterdin mesela :)

  104. Mart 8, 2010 11:49 am

    Ya iki tane istiyorum bir asil, biri yedek işte çok mu şey istiyorum yaa :( Yuşinden bile vazgeçtim :) Wikiide ki bilgiler çok genel. Ne bileyim yavan geldi bana.

  105. Mart 8, 2010 4:23 pm

    Ya ne diycem bak bu Wolya da fena değilmiş ha ha ha :) Bidam ne yapacak bundan sonra çok merak ediyorum. Tv den takip ediyorum artık bundan sonrasını bilmiyorum. Detaylı olarak bilmiyorum yani.

  106. bunusevdim permalink*
    Mart 9, 2010 9:04 am

    Unni istersen onu da katalım, volya da sana platonik olarak aşık olsun mesela :)

  107. Mart 9, 2010 1:04 pm

    Ha ha ha herkes bana aşık :) Süper olurrrr ama ben kime aşığım? Gong YOO’ya Bidam da olabilir amannnn kendimi sınırlandırmak zorunda mıyım? :) Kutsal kemik soyundan olanlar 7 k ocalı hürmüz olabilirler değil mi? ha ha ama ya bak yine de Gong YOO’dan vazgeçemiyorum. O olsun başkasına lüzum yok :p Bidam da dursun bir kenarda :))))

  108. bunusevdim permalink*
    Mart 9, 2010 5:24 pm

    Oooo, senarist, unninin aşklarının arasına nifak tohumları soktu sonunda, işte entrikalar böyle oluyor şekerim, hahahhah
    Bugün Dokmanla Bidam seni seviyorumlarını dolambaçlı yollardan söylediler yine. Arada Yuşin yokken mutlular, Yuşin hep savaşta kalsın.
    Yalnız o hızlı ordunun altından böyle birşey çıkacağını ilk anda anladık, Yuşin çok geç anladı :) Ben de harang mı olsam, hahahah. Hani olur ya yönetmenler de kendi filmlerinde figuran olarak rol alırlar. Ben de öyle yapıcam. Ya da şunun gibi; Brad Pitt Fight Club’da anlamsız yerlerde görünmüş ya(ki ben hiçbirini farketmemiştim o zamanlar, nasıl bir şuursuzluk içinde izlediysem) bende öyle mi yapsam, insanların bilinç altına kendimi kazırmışım

  109. Mart 9, 2010 5:33 pm

    Ya ama gönlüm genişse suç benim mi? :) İp ucu veriyorum sana birinden asla vazgeçmem. Diğerine de güçlü duygular besliyorum, ötekiler çerez işte ha ha ha. Ben de anlamıştım iki farklı birlik olduğunu. Biz bu işi biliyoruz. Bidamın aklına kurban. Bebeğim sen strateji adamı değilsin aslında. Sende savaşta ön saflarda yer alacaktın. O müthiş yeteneğinle yere sererdin herkesi. Bu bölümle ilgili başka bir yerde yaptığım yorumumu buraya da kopyalıyorum.

    ——————————————————————————————————————
    Bu bölümde bir kez daha gördük ki Bidamın aslında tahtta, taçta, iktidarda gözü yok. Tek istediği Dokman. Ama onu sadece kendine istiyor. Ya da en çok kendine istiyor. En çok onu sevsin, en çok ona güvensin, en çok onunla zaman geçirsin istiyor. Bir çocuğun annesinin kıymetlisi olmak istemesi gibi o da Dokman için ne hissediyorsa Dokma’nında aynı şekilde ve yoğunlukta hissemesini istiyor. Bu noktadan sonra Bidam ne yaparsa yapsın suçlusu Kraliçedir. Bu kadar ümit vererek konuşup daha sonra da kendi geri çekersen bu kadar aşık bir adamdan her şeyi bekleyebilirsin. Fakat Dokmana da hak verdim bir noktada. Kraliçe olduktan sonra herkesten belki kendinden bile şüphe etmek zorunda. Kadın kimliğini, hislerini, ihtiyaçlarını bir kenara bırakıp hükümdar olarak cinsiyetsiz yaşamak zorunda. Aslında ikisi de değişti. Bidam biraz daha olgunlaştı, Dokman biraz daha katılaştı. Yine özlerinde aynı kişiler.

    Kaya direnişcilerinin gelip bağlılıklarını sunması Dokmanın bu anlamda doğru bis srateji yürüttüğünü kanıtlıyor. Bence akıllıca davrandı. Belgeleri yakaraktan tarihi bir anlamda kendi istediği gibi şekillendirdi. Savaşa gelince, iki ayrı birlik olduğu benimde aklıma gelmişti. Yuşinin bu işi çözeceğinden emindim. Bu bölümde göremedik ama savaştan zaferle döneceklerine de eminim.

  110. bunusevdim permalink*
    Mart 9, 2010 6:38 pm

    Bidam’ın strateji adamı olmadığı konusuna değindiğin çok iyi oldu, bende hep onu düşünüyorum.(Geceleri düşünüyorum gibi oldu bu cümle, diziyi izlerken tabiiki) Bidam zeki ama ancak kendi küçük işlerine kafası çalışıyor. Adamın o ülkeye yaramasını istiyorduysa dokman direk asker yapması lazımdı. Bidamı başbakan yapmak da ne, asiller ona güveniyor diye hem de. göz göre göre bidamı kötü yola teşvik ediyor, niyeti iyi bile olsa sona yaklaştıkça yetkilerini kullanıp kötü işler yapacağı o kadar bariz ki. (öyle yapar heralde ben sonunu tam bilmiyorum)
    Hani yuşini katakulliye getirip hapse tıktırdığı zaman, ilk yanına gitmişti ya. o zaman annem odaya geldi “belli, bu dokmanı sevdiği için yuşinden kurtulmak istiyor” dedi ve gitti, hahahah -ki diziyi de takip etmiyor. O kadar bariz yani

  111. Mart 9, 2010 6:47 pm

    Annene bayıldımmm :)) Vur kaç yapmış resmen. İki dakikada çözdü olayı. Bravo diyorum. Ama zaten aşkı gözlerinden okunuyor Bidamın. Bugünkü konuşması çok duygusaldı. Ahh Bidam ne buldum o kıytırık Prenseste bilmemki. Ananı dinleseydin ya :) En azında kadın Şillayı seviyordu. Kraliçe olabilseydi bütün bunlar olmayacaktı. Aslında diğer prensesi öldürmeseydi. Dokman şimdi Yuşinle tavşanlar gibi çoğalmış ha ha mutlu mesut yaşıyor olurdu :))

  112. bunusevdim permalink*
    Mart 10, 2010 10:54 am

    Unni, hahaha, gülmekten öldüm ya. Tavşanlar gibi nasıl bir tabir öyle. hahahhahh. Ama sonuna kadar haklısın bak

  113. Mart 10, 2010 1:43 pm

    Çölde bayırda netçekler ki başka ha ha ha. Hem gerçek hayattan Yuşin’in 11 çocuğu mu ne varmış. Var gerisini sen düşün :)

  114. bunusevdim permalink*
    Mart 10, 2010 5:42 pm

    Gerçek hayatta deyince Uhm Tae-woong’dan bahsettin bir an, gerçekten Yuşin’i kastettiğini anlayınca gevşedim resmen, o kadar kasılmışım, düşün nasıl şaşırdığımı. Gong Yoo’nun 10 çocuğu varmış diye bir haber duyduğunu düşünsene :)
    Zaten dizide de Minşılın kardeşi Minseng’in 100’den fazla çocuğu va, hahah. Hem çölde bayırda da değil..

  115. Mart 10, 2010 6:36 pm

    Minsenge de maşşşşşallah diyorum. Nerede öyle adamlar şimdi ha ha ha. Yuşinde iyi skor yapmış :p Ya Bidamım kuzum çok melankolik oldu gülen yüzünü özledim yaaaaa. Keşke Mişık kraliçe olsaydı da Bidamım bu hallere düşmeseydi. Bu arada Gong YOO ya çocukları ben doğuracağım inşallllllllllahhhhhhhhhhhhhhhh :p

  116. Mart 10, 2010 6:56 pm

    Mişık değil bu arada Mişıl :)

  117. Mart 10, 2010 7:04 pm

    • bunusevdim permalink*
      Mart 12, 2010 10:49 am

      Zaten dizinin sonu buralar benim için, sonrası fos

  118. bunusevdim permalink*
    Mart 12, 2010 10:47 am

    DUYDUK DUYMADIK DEMEYİN
    17 Mart’tan itibaren TRT’de Denizler İmparatoru’nun tekrarı olacak. Yine klasik Kore saatimizde, 16.30da. gece 12.30 gibi de tekrarları olacak.İyi ki izlemişim, birkaç ay rahatım :)
    Bir de Bu Denizler İmparatoru’yla illgili birşey çok garibime gidiyor. Burdaki kızla Yeum-yang (Song Il-gook olur kendisi) ‘En İyi Çift Ödülü’ gibi birşey almışlardı yanlış hatırlamıyorsam. İşin ironik yanı hiçbir zaman gerçek bir çift olamadılar. Adam çok pis aşıktı. Ama kız karmaşık sinyaller gönderiyordu, kızın kimi sevdiği belli değildi yani :)
    Song Il-gook demişken, adamın yeni dizisi A Man Called God (bunun gibi birşey:) ) ile ilgili pek de olumlu olmayan yorumlar okudum. Özellikle aksiyon sahnelerini beğenen bir Allahın kulu yok. Oysa posterlerinde adam dehşet artistik, karizmatik vs pozlar vermiş, ilk bakışta tanıyamıyorsunuz, bambaşka biri olmuş.

  119. Mart 12, 2010 10:50 am

    Bay geldi bu tarihi dizilerden daha kaç posta verecekler. YİSANın tekrarını vermediler hiç bari onu versinler. Denizler imparatoru kaçıncı tekrar izlemeyeceğim daha öncede izlemedim.

    Ya ne olacak bu Bidamın hali. Çok üzülüyorum adama resmen kötü tohum muamelesi yapıyorlar.

  120. bunusevdim permalink*
    Mart 12, 2010 11:42 am

    Bidam’a geçmiş olsun diyoruz:) yapacak birşey yok onun adına, adamları iyice zıvanadan çıktı çünkü.
    Tekrar verme de sanırım haklarını almakla ilgili birşey, yanlış biliyorsam düzeltin ama bir yerde okumuştum galiba, bazılarının istediği kadar yayınlayabilecek şekilde satın alıyorlarmış, bazılarını değil. Telşevizyon işleri karışık, adamların kafalarında hangi tilkiler dolanıyor belli değil :)

  121. Mart 12, 2010 11:49 am

    Offf off kurban olsunlar ya. Aşkının kurbanı oldu. Kıyamam ki ben ona :( Dokman allah cezanı vermesin. Hasta demek bizim Kraliçe tevekkeli ben ölünce diye bıd bıdı yapmıyormuş.. Bari bir kere gülseydi şu adamın yüzü ya. Offfff sevmiyorum tarihi dizileri bu yüzden hep acıklı bitiyor. Bir te saraydaki mücevher mutlu sonla bitti. Bir de allah kahretsin bu dizide ilk kez spoiler istemedim nereye baksam gözüme sokuldu bilgiler. Herşeyi bilmek de çok keyifli değil :( En azından hazırlıklıyım şoka uğramayacağım :(

    • bunusevdim permalink*
      Mart 12, 2010 4:26 pm

      Bidam bölümün sonuna doğru ne iyiydi. Kılıcı tutunca özüne döndü resmen :) “Zaten hep merak ediyordum. Bakalım vücudunun üstünde başın olmadığı zaman da böyle gülebilecek misin.” ahahahha
      Sonunu biliyor olmak hakikaten benim de sinirimi bozuyor unni, yoksa heyecanlı olabilirdi izlemek.

  122. Mart 12, 2010 5:15 pm

    Bidam hep böyle kalsaydı keşke. Milletin hırsının kurbanı oldu. Ne işin var senin sarayda devlet işlerinde. Ya ben bu bölümde psikopatça seksi buldum Bidamı ha haha. Valla hele o kanlar yüzüne sıçradığında. Galiba bende bir sadistlik var :)) Spoiler verenlerin yüzü dizilerden gülmesinnn inşalllahh :P Sevdiği çiftler bir araya gelemesin araya hep kara kedi girsin son anda hallolsun herşey son ana kadar göbekler çatlasınnn inşaaaaaaaalllllllllahhhhhh :)))

  123. bunusevdim permalink*
    Mart 12, 2010 5:50 pm

    Özellikle öldüreceği adamın yanına yanaştırıyor suratını, yüzüne kan bulaşmasından inanılmaz zevk alıyor. Seksi diyemeyeceğim ama yönetmenin mi senaristin mi bu konuda kimin parmağı varsa helal olsun, adamın karakterini harika tanımlıyor çünkü.
    Hakikaten Bidam ne alaka devlet işleriyle ya.
    Bir de Dokman’ın Minşıl’ın ailesini öldürtmemesi büyük salaklıktı. Başına bela alacağın belli işte.
    Spoiler’a ölüm!

  124. melisa permalink
    Mart 14, 2010 11:06 am

    bence bu dizi harika bişi her gün izliyorum acayip süper yha doek man a bayılıyorum bi dam da salak ha son bölümü izlediniz mi kraliçe nin onun casus olduğunu söylediğine inandı aptal aslında böyle bişey yok adamları yaptı bunu bidam da adamlarını sahip çıksın bu arada
    FACEBOOK TA Bİ VİDEO VAR ORADAKİ ÇOCUK ÇHUNCU YA ÇOK BENZİYOR İNANMASSAN FACEBOOKTA Kİ VİDEOYA BAKIN

  125. Mart 16, 2010 12:24 pm

    Güzel kızım son bölüm bugün inşallah buralarda olursun. Çok hüzünlüyüm :(

  126. bunusevdim permalink*
    Mart 16, 2010 6:25 pm

    Ah unni ah, keşke açsaymışım bilgisayarı izlerken tam üstüne konuşulacak bir bölümdü. Bidam ayağına kadar gitti hanımefendinin özür dilemeye, ona sevgisini göstermeye. Allah belanı versin Dokman. Dokman son nefesinde seninle kaçalım dedi. Yuşin o nereden çıktı dedi ve kadın öldü. Allah senin de belanı versin Yuşin. Hahahahh. Bir de en son yaşlı hallerini göstermiyorlar mı fitil oluyorum. Alçon senin de belanı.. Geberip gidecen hala kraliçenin yanındasın, mezara kadar mı yani :)

  127. Mart 16, 2010 6:42 pm

    Dokman konusunda hem fikirim de. Yuşine neden bela okudun. Bidama son darbeyi vurdu diye mi ? Kurban olurum diyorum. Off kaç bölümdür çığlık atıyorum evin içinde öldür şu adamı diye Bidama. Sonunda öldürdü. Gidereayak vaaz da verdiler Bidama sana senden başkası zarar veremez diye. Bidam ne yapsın. Bir de Dokman neden öyle dedi Yuşine? Amma fingirdekmişsin sen de kadın!!!!!! :) Alchon ne yapsın sadık hizmetkar. Köpek gibiler bunlar. Bidam kadar olamaz hiç biri. Ben 61. bölümü izlemedim o yüzden kopuk bazı şeyler. Bu da forumdaki yorumum.
    ———————————————-

    Offf of diye başlamak istiyorum. Bidam ne olurdu biraz güvenseydin. Sevdiğin gibi sevileceğine inansaydın ne olurd sanki. Çok hüzünlü bir bölümdü. Sonu bildiğim için fazla duygulanamadım ama gözlerim yaşardı. Eğer sonunu bilmeseydim Dokman bayıldıktan sonra yatağında gösterdiklerinde acaba bunların hepsi kötü bir rüya mı diye ümitlenebilirdim. Giderayak herkes Bidama sana senden başkası zarar veremez vaazı verdi. Ne gerek varsa. Sonunda şu tüccarın ölmesine sevindim. Evin içinde kaç bölümdür çığlık atıyordum öldür şunu diye. Aşkı uğruna can veren bir Bidam. Ben Dokmanın sonunda Yuşine neden öyle bir şey söylediğini anlamadım. Ne demek istedi?

  128. bunusevdim permalink*
    Mart 16, 2010 7:00 pm

    Aynen aynen , sonunu bilseydim tam şok olacaktı benim için, lök diye öldü Bidam gözleri açık, ağzından kanla karışık salyaları aka aka. Dokman elini bile tutmadı :)
    Yuşin’e bela okudum çünkü Dokman’ın hayatta duyduğu son söz “Bunu da nereden çıkardınız kraliçem” oldu. Dokman fingirdek değildi, sadece ölmek üzere olduğu için öyle söyledi. Düşünsene orada kaçsalardı Yuşinle asla bu kadar acı çekmeyecekti, asla yalnız olmayacaktı, senin tavşanlar teorini doğrulayacaklardı. Tam bir dönüm noktasıydı orası.
    Ayrıca son kez genç Dokman’ı görmek çok eğlenceliydi. O kızı çok sevdim ben.
    Yalnız megaloman Dokman rüyasında kendisini görmüş, haahhah. İyi bağladılar sonunu, iyice iğrençleştiklerini düşünmüştüm oysa ki.

  129. Mart 16, 2010 7:32 pm

    Haa alemsin sen ya :) Doğru diyorsun ama gidelim dese bile Yuşin, Dokmanın gidecek hali yoktu ki. Hem nasıl birden yeniden Yuşine döndü ya. Yaşlılık halleri de tam karikatürlüktü. Genç Dokmanla, yetişkin olan ne kadar benziyorlar birbirlerine. O küçük kız çok tatlı. Dokmanda(oyuncu) benle yaşıtmış çocuğu bile var :) Benim bir kedim bile yok ha ha ha. Eğer Yuşinle kaçsalardı dediklerinin hiç biri olmayacaktı doğru. Bidamla da karşılaşmayacaklardı. Asıl diğer prenses ölmeseydi bunların hiç biri olmayacaktı. Dokman intikam için girmedi mi bu yola? Kızkardeşi ölmeseydi belki o da Yuşinle evlenecekti. Bu sefer daha farklı bir acı çekecekti Dokman. Ama ciddi ciddi Mışıl öldü dizinin bütün zevki kaçtı. Zorlama ilerleyen bölümler. Kurban olan Bidam ve kaya gibi sert-acımasız duran ama için kan ağlayan bir kraliçe. Bence Mişıl Kraliçe olsaydı Şilla için kötü olmazdı. 3 krallık hayali yoktu belki ama kim bilir belki sonradan bunu amaç edinirdi.

  130. bunusevdim permalink*
    Mart 16, 2010 7:42 pm

    Yok be, öyle dedi diye Dokman Yuşin’e dönmüş sayılmaz, sadece sonunda yapayalnız kalmanın acısıydı gibi geldi bana.
    Tarihle ilgili bilgileri tekrar okudum az önce, şimdi daha çok anlam kazandı tabii ki. Çunçu aslında Yuşinle çocukluk arkadaşıymış.(!!) Sonra Çunçu Yuşin’in kardeşiyle evlenmiş ve kayınbirader olmuşlar.
    Çunçu hemen Dokman’dan sonra geçmemiş tahta, arada bir kraliçe daha var, Dokman’ın amcasının kızı. Sonra Çunçu geçmiş 7 yıl sonra. Bu arada bizim Dokman az buz değil 15 sene kraliçe olarak kalmış.
    Hani en sonda üç krallığı birleştirmek için Yuşin seneler sonra Bekje’yi bozguna uğratıyordu ya, o zamanki kral Çunçu’nun oğluymuş.(Yuşin o ara elinde bastonla gidiyordu savaşa heralde) Ve o kral gerçekten de Kore’nin güneydeki topraklarını birleştirmiş. Hayalleri bir süreliğine gerçek olmuş yani.

  131. Mart 16, 2010 7:49 pm

    Bende okudum Wikipediada tabii kutsal kemik soyundan gelenler öncelikli olduğu için diğer kraliçeyi biliyorum. O da 8 senemi ne tahtta kalmış. Çuncu ile nasıl çocukluk arkadaşı oluyorlar anlamadım ben ya çok karışık. Çok mantık hatası var aslında biz de olsa alay ederdik ama işte Kore olunca izleniyor. Ve çok da keyif alınıyor. O yakın zoomlar. Bir olay olduğu anda hareket etmek yerine takınılan düşünceli yüz ifadeleri falan. Komik bir yerde. Yazık oldu Bidama diyorum başka da bir şey demiyorum. Dokman megolaman değil ya. Kendi kendini uyarmak istedi ne denir ona? Kendini korumak istedi.

    • bunusevdim permalink*
      Mart 17, 2010 7:31 pm

      Ne uyarması, acı çekeceksin ama devam et dedi resmen, mazoşist. Takılıyorum canım, kendi çapımda eğleniyorum şurada, bu kadar ciddi cevaplar verme :)
      http://www.korea-fans.com/forum/printthread.php?tid=11345 ->Burada senin dokmanın etli butlu resimleri var. Hayret 14 yaşında kraliçe olmuş. Hadi kardeşi Çonmiyong yaklaşık ona yaşıt desek, oğlu Çunçu’yla arasında nereden baksan 15 yaş var. Çunçu’yla Yuşin’in çocukluk arkadaşı olduğunu düşünecek olursak, Dokman ya sübyancıydı ya da böyle bir aşk gerçekte hiç olmadı. Elbette ki hiç olmadı. Belki Dokmanla Çonmiyong gerçekte ikiz bile değillerdi. Minşıl ve Bidam gibi kişilerin gerçekte yaşadığını hiç sanmıyorum zaten. Bakmak lazım ne kadarı gerçekmiş, ne kadarını senarist yazmış. Gerçi çok da önemi yok. Bidam öldü neticede, ahahahah

      • Mart 17, 2010 8:21 pm

        Ya sen hain bir insansın :) Bidam öldü neticede diyip bağladı olayı. Yaş meselelerini hiç açma zaten ben anlayamadım. Hem ne var 15 yaş varsa da aralarında Bidamla aşkın yaşı yok :P Bidam gerçekte yaşamış ama kadından hükümdar olmaz falan ayağına isyan çıkarıp idam ettirilmiş. Öyle yani aman neticede Kim Nam Gil kadar yakışıklı değildir eminim. Yeni bir diziye başlamam lazım önerin var mı? :) Önce bir kaç gün Bidamımın yasını tutacağım ha ha ha ha :))

      • bunusevdim permalink*
        Mart 17, 2010 8:38 pm

        Bak sen Bidam’a :) Dizideki Bidam da tersine kadın hükümdar getirdi oysa ki..
        Hala izlemediysen hemencecik Full House ve My Girl tabii ki, ikisi de göz bebeklerim. Ben de yeni diziye başlayacağım. A Love To Kill’le My Name is Kim Sam-soon hedeflerim :) Aslında primer hedefim şu 3 haftayı yeni diziye başlamadan atlatabilmek, bak söyleyince bile fenalık geldi :)

  132. meral rüken yapalı permalink
    Mart 17, 2010 2:46 pm

    ben korenin en büyük hayranıyım sırf kore için dilini öğrendimve uzak doğu savaş sanatlarına gittim.bidama da aşığım ve yeumyang,munno,şinede tabi kendimi koreliler gibi görmeye başladım. hatta bidam,yeumyang öldüğündede çok ağladım. işte bu yüzden bidamın filmlerini izlemek istiyorum.:):)lütfen

    • bunusevdim permalink*
      Mart 17, 2010 8:39 pm

      Şimdi sen söyleyince aradaki benzerliği düşündüm de Yeumyang ve Bidam birbirlerine çok benziyorlar. Sevdikleri kadın için her şeyi yaparlardı ama beyhude uğraşlar oldu ve akabinde ikisinin de ölümü çok dramatikti.
      Kim Nam-gil’in filmlerini izlersen/izlediysen yorumlarından bizi de haberdar et, bende merak ediyorum çünkü. Henüz pek bir fikrim yok, daha önce burada (yukardaki yorumlarda) No Regrets’i konuşmuştuk, Modern Boy’da ödül almış Kim Nam-gil, Portrait of a Beauty’deki kadın ödül almış. Public Enemy Returns var. Hepsinden bahsedildiğini okuyorum ara ara ama izlemedim başka filmlerini.
      Aslında savaş sanatlarına ben de gitseydim fena olmazdı, kardeşimle yaptığım amansız mücadelelerden bildiğim bir yatkınlığım var, hahahah

  133. Mart 17, 2010 8:44 pm

    My Girlü izlemeye başlayayım o halde. Bir de Will it Snow For Chrsitmasın ilk bölümünü indirdim bakayım. Lee Min Hoo ‘nun dizisini bekliyorum ben.

  134. bunusevdim permalink*
    Mart 17, 2010 9:00 pm

    My Girl’ün çok kıytırık bir dizi olduğunu sanarak öfleye pöfleye başlamıştım, arkadaşım vermişti bana. İyi bir başlangıç, hem komik hem sonuna kadar dram var. Hem Lee Da-hae var daha ne olsun. O kızın Happy Together programındaki kıvırtışını görmeyen kaldı mı, eymasarın blogunda vardı. Dehşet bir oyunculuğu var My Girl’de

  135. Mart 17, 2010 9:08 pm

    Full House Rain vardı değil mi? Ben onu izleyeyim mi önce?

  136. bunusevdim permalink*
    Mart 17, 2010 9:16 pm

    Evet ya Rain de Full House da çok iyiydi, hiç bekler misin şarkıcıdan öyle iyi oyunculuk. Oluyormuş demek ki.
    Önce hangisini izleyeceğinin ne önemi var, ikisini ayırt etmem onların :) Zaten nihai durum ikisini de izlemen olacak, ahhahah. Japon dizilerinin garantisi yok ama Kore’ninkilerin var unni :)

  137. Mart 17, 2010 9:23 pm

    Evet canım ya Japon dizilerini sevemedim gitti. Kesinlikle haklısın ikisini de izleyeceğim eninde sonunda :)

  138. bunusevdim permalink*
    Mart 17, 2010 9:29 pm

    Ehi ehi’lerini duyar gibiyim şimdiden :) Ben arada My Girl ve Full House’un komik bölümlerini atlaya atlaya izleyerek cilalıyorum anılarımı sürekli, hahah. İyi iyi, çok memnun oldum izleyeceğine

  139. Mart 17, 2010 9:30 pm

    Sen de My Name is Kim Sam Soounu izle. Bir de Loversı izle. Biraz bayabilir başlarda ama Lee Seo Ji için değer. Ona bakmak bile yeter.

  140. bunusevdim permalink*
    Mart 17, 2010 9:36 pm

    Ben Lee Seo Ji’yi pek sevemedim. Ama Kim Sam-soon’u izleyeceğim. Orada Kim Nam-gil’de oynamış yeri gelmişken

  141. Mart 17, 2010 9:46 pm

    Sam Soonda mı? Loversda oynamış. Sen bir bak güzelim ya nasıl sevmezsin adamı. Kadir İnanırın modernize edilip Koreye uyarlanmış hali o dizide ha ha ha. Taşşşşşşşşşşş daha ne diyeyim.

  142. bunusevdim permalink*
    Mart 18, 2010 9:13 am

    Ben Kadir İnanır’dan çok Tarık Akan seviyorum, hahahh :) Bu arada yeni başlık resmimi sevdin mi, Minşılcığımı koydum ilk fırsatta.

  143. Mart 18, 2010 4:25 pm

    Ya bende sevmem Kadir İnanırı ama izlerken bana o havayı verdi :) Unni bir bak diyor kuzum :) sevmezsen bırakırsın :) Gördüm yeni bannerını görmem mi? Ya bu otomatik bloglarda yanlara falan nasıl resim koyup özelleştiriyorsunuz? Ben sırf bu yüzden free hosta geçtim. Gerçi daha güzel oldu benimki ama :)) Ne biliim :)

  144. bunusevdim permalink*
    Mart 19, 2010 9:21 am

    Bilmiyorum daha kestirme bir yolu var mı ama, ben resmi imageshack.us’a yüklüyorum, oradaki linki wordpress’te ana sayfa ayarlarında resim bölümü var oraya yapıştırıyorum, oradan boyutu falan da ayarlanıyor. Ama sadece wordpress kullandığım için kullanım kolaylığı açısından diğer bloglarla karşılaştıramayacağım.

  145. Nisan 4, 2010 12:56 pm

    Full house bitmek üzere. Yorum yapmayacağım gıcıkılığına :D

  146. bunusevdim permalink*
    Nisan 4, 2010 10:35 pm

    Buraya yazdığına göre daha çok kimbap’a gıcıklığına demek ki :) ay unni alemsin, beğendin mi bari

  147. Nisan 4, 2010 10:50 pm

    Yooo Kimbamba gıcıklığına değil genel :) Senin bloga daha sık geldiğimden, eski yorumlarımız okurken aklıma geldi. Bidamı yazdım bende :D

  148. bunusevdim permalink*
    Nisan 4, 2010 10:57 pm

    Ooo, hemen geliyorum :) Yalnız bundan sevmediğin anlamını mı çıkarmalıyım. Ya da sevdin de, o yüzden gıcıklık yapıyorsun? Şu olayı açıklığa kavuşturalım :)

  149. Nisan 4, 2010 11:05 pm

    Sevmedim. Rain hatrına yorumlardım ama kimse gelip cevap yazmayacağı için gerek yok :D Depresifim bu ara…

  150. bunusevdim permalink*
    Nisan 4, 2010 11:14 pm

    Aaa, burada konuşmaktan sıkıldıysan senin mekana geleyim unni, ayıp ettin :)
    Bu arada nasıl sevmezsin hayret pişi! Gerçi moralin kötüyse belki o yüzdendir. Bir de My Girl’ün Ju Yoo-rin’ini dene bence. Favorim odur. Biraz daha komik. Hem niye depresifsin bakalım. Üzen biri varsa kolay, çeteyi toplayıp dalalım :)

  151. Nisan 4, 2010 11:22 pm

    Benim mekana gelmen için sıkılmammı lazım güzel kızım :)? her zaman gel hep beklerim. Bu arada bir sürpriz var aklımda 1. yılımı doldurmam münasebetiyle :D Ama önce kızsal blogda yapacağım :))

  152. bunusevdim permalink*
    Nisan 4, 2010 11:27 pm

    Geliyorum canım zaten, orada sohbet ederiz anlamında söylemiştim.
    Hadi bakalım takipteyim o zaman. (Hediye mi dağıtacaksın, bana unni nereden nereye geldi? başlıklı “özel” videonu verirsen sevinirim :) )

  153. Nisan 4, 2010 11:31 pm

    Anlamadım :D Hangi video? Gel gel Bidama yorum yap. Kendi kendime konuşuyorum blogumda çok sıkıcı :D

  154. arahan permalink
    Mayıs 7, 2010 1:47 pm

    heyy muhteşem kraliçe süpper bi dizi benn bayılmıştım,hele bidam var ya ona özellikle süper o…:-Daslında sonunu çok hazinli bitrdiler ama napsınlar tarihte öle geçiodu gliba…..:-(

  155. bunusevdim permalink*
    Mayıs 7, 2010 2:19 pm

    Tarihte herkes ölüyor, doğru. hhahahh. Ama bu drama çok da gerçeğe bağlı kalınarak yapılmamış. Yani Dokman’ın ölümü tarihteki haliyle sanırım. Ama diğerleri, Bidam mesela alakasız..

  156. Mayıs 12, 2010 12:04 am

    Güzel kızım nerelerdesin? Yoğunlaştın galiba rapor filan derken. Dikkat et hasta olma :D

  157. bunusevdim permalink*
    Mayıs 14, 2010 7:08 am

    Eğer bu kadar çok bilgisayar başında kalmaya devam edersem asıl o zaman hasta olacağım galiba, hahahah.
    Şimdi daha boşum, işler bitti, 1 aydan bile kısa sürecek olan tatilim yaklaşıyor, mutluyum işin özü :)

  158. sennaa permalink
    Mayıs 21, 2010 2:31 pm

    bu film harikaaa ötesiydii finalde doekman ölürken kendimi öyle bir kaptırmışım kiii hüngür hüngür ağladım ,yasa girdim ayrıca bi-damı çokkkkk beğeniyorum oynadığı başka dizileride yayına koysunlarr …..

  159. sennaa permalink
    Mayıs 21, 2010 2:36 pm

    yorumlarıı okuduğumda gördüm herkess bi-dam için göz yaşı dökmüş herhaldee bunu yazanlara katılıyorum ,bende çok ağladım çok seviyodum (((çok şekerdii yaaa))))

  160. Haziran 22, 2010 11:13 am

    Yeniden başladı dizimiz ben başlarını kaçırmıştım izlerim artık hem Bidamı da özlemiştim.

  161. feyza permalink
    Haziran 22, 2010 8:19 pm

    çok beğen dim çpk güzel

    filim yeniden başlasın ve hiç bitmesin istiyorum

    filmde dukman la bidam daha yakışıyor

    bidam çok güzel dövüşüyor yuşini bile yendi afferimona

    mişıl sen biraz kötü ve iyisin

    senide çok seviyorum
    hepinizi çok seviyorum

    özellikle dukman,bidam,yuşin,mişıl

    • bunusevdim permalink*
      Haziran 26, 2010 7:43 pm

      Dördünü birden seven ender insanlardansın o halde. Çünkü Dokman’ı sevenler Minşıl’ı sevmez, Bidam’ı sevenler Yuşin’i sevmez, Minşıl’ı sevenler de Dokman’la Yuşin’i sevmez, ve benzeri kombinasyonlar görülebilir :)

  162. kuher permalink
    Ağustos 31, 2010 12:35 pm

    alçon sana aşığım keşke seni görebilsemmmmmmmmmmmmmmm.seni seviyorummmmmmmmmmmmmmmmm

  163. Eylül 24, 2010 8:48 am

    Yeniden başladı dizimiz ben başlarını kaçırmıştım izlerim artık hem Bidamı da özlemiştim.

    • bunusevdim permalink*
      Eylül 25, 2010 5:45 pm

      Yeniden mi başladı? Nerede?
      Ben Trt yayın akışında böyle bir bilgiye rastlamadım da

  164. nazlı permalink
    Ekim 19, 2010 1:17 pm

    muhteşem kraliçeye bayıldım ben ce tekrar yyınlasınlar trt ye çok teşekkürler.:)

  165. lama permalink
    Ekim 29, 2010 10:22 am

    aaaaaaaaaaaaaahhhhhhhhh*ne*yazik*ancak*stratejilerden*çok*ders*aldm

  166. Haziran 24, 2011 3:01 pm

    muhteşem kraliçe 2011 de saat kaçta ve hangi tarihde başlayacak daha önce yazın bir buçukta başlıyordu ama şimdi yeni başlıyacağında saat değişmiş olabilir diye korkuyorum ben bu diziyi 6 defa izledim ama daha izlemeye doymadım bana yardım edin eğr izlersem 7 kere izlemiş olacağım ve size çok teşekkür ederim

  167. Funda(lya).... permalink
    Ocak 24, 2012 11:01 pm

    Ah ah 2 yıl gecti halada etkisinden kurtulamadım nidanın ölüm sahnesinden bahsediyorum. Su uzakdoğu dizileri ne kadar anlamlı ve güzel …. Biraz misından konuşmak istiyorum bence misil bir tanedir ona kötü soz yok .o asalet o güzellik kimsede yok tabi sokmanda cok iyi ama nisamın ölmesine hic bir şey yapmadan izlediği icin cok beddua ettim ona cok ağladım acayip kıskanıyorum boyle güzel tarih senaryo karışık görünce niye ben yazmıyorum bı efsane kim bilir yıllar sonra millet gercek olmuş olabilir der diye valla cok seviyorum bidami da dolmanı da mısırlıda ama yuhshini değil .bide bisey sorabiliiym dokman olunce tahta kim geçiyor tarihte yani cevaplarsanız cok sevinirm şimdiden Tesekkurler

    • Ekim 6, 2012 9:06 am

      dokmanın ikizi dokmandan daha güzel dokmanın ikizi muhteşem kraliçe olur ama dokman olamaz

  168. Funda(lya).... permalink
    Ocak 24, 2012 11:05 pm

    Bu arAda bidam fan clubune benide yazin

bunusevdim için bir cevap yazın Cevabı iptal et

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.